8 Aralık 2011 Perşembe

Dusunme duyumu kaybettim! Hukumsuzdur....

Universite yillari ve sonrasi bilmem kac kere izledigim ve hatta anlik karelerini bile ezberledigim Fight Club'i izledim gecen gece. Brad Pitt'in hangi sahnede belireceği ve hangi sahnede anlik gözüküp kaybolacağını ezbere bilirdim. İlk izledigimde hayran kalmistim. Beni hayata bakisimi anlatmisti. Kim; kime, neye sahipti? Sahiplik neydi? Kapitalizm ve turevleri, tuketimler hayatlar neyi sorguluyordu? Bunlari tek tek dusundurmustu ki 20'li yaslarin en agresif donemlerinde tehlikeliydi bunlar. Anarsik olurdun bizim memlekette neme lazim!

Neyse konu o degil. Son izledigimde birseyler fark ettim. Kendimle ilgili ve hatta hayatimla ilgili. O zamanki dusuncelerim ve karsi ciktigim hayatin icinde oldugum tezatligi var tabi ama ondan farkli birseyler gordum. Bakis acisini koyalim bir kenara! Kimdim? Neydim? Hedeflerim ve beklentilerim nelerdi? Beklentiler karsilandi mi? Simdi nerdeyim? Nereye kosuyorum? (Yas 35'e gelince sanirim sacmalama katsayisi normal donguyu hizlandiriyor ama bilemedim daha cozemedim henüz o yuzden oku ve sabret lutfen!)

Bos buldugum anlarda film seyretmek kitap okumak mac izlemek ve bunlarin hepsini kaleme almak en buyuk zevkimdi. Bunlari yapar, arkasindan dusunmek icin vakit ayirir ve dusunduklerimi kaleme aktarirdim. İste Fight Club'i izlerken de ayni duygulari yasadim. Dedim bloga yazayim bunu! Oturdum ve sacmaladim. Sildim. Tekrar yazdim tekrar sacmaladim. Sildim. Sonra sevdigim kitabi okuyayim dedim. Okuyamadim. Film? İzleyemedim. Premier League derbisi? Heyyhaat nerdesin? Uyuya kaldim.... Fark ettimki, dusunme duyum alinmis benden.(ayni doyma hissi gibi! Onu dogustan kaybetmisim ama sorgulama ihtiyaci simdilik duymadim!)

Yazmak, izlemek, okumak icin dusunmeye ihtiyacim varken, bunu benden almislar. En son nerede kaybettim hatirlamiyorum. Kendime ne zaman vakit ayirdim onu da bilmiyorum. Kendine vakit ayiran insan dusunur. Oysa benim boyle bir vaktim yok. Gun icinde stres. Trafikte gecen zaman, calan ve susmayan telefonlar, hep biryerlere birseyleri yetistirme telasi. Kalabalik icinde yalnizlik. Kimsenin bilmedigi sorunlarla bogusmak, zombilesmek... Aylardir yillardir boyleyim. İsteyerek ustelik. Zamanin kolesi olmusuz. Koyunlastirilmis,tuketimci toplumda tuketici rolunu sana vermisler.

Haftanin 7 gunden ibaret olmadigini en son ne zaman dusundum? Saatlerin öneminin olmadigi zamanlar ne zamandi? Bes kurusla Kizilay sokaklarinda yururken, son parayi biraya yatirip eve yuruyerek donerken neden daha mutluydum? Cok mu hayallerim vardi universitede? Deniz kenari bir ev elimde kitap karsida film yeterdi. Simdi ise Full HD'siz BlueRay seyretmeyince birde Twitter'da hesabin yoksa adam yerine koymuyorlar. Face'de statunu guncelleme suren cok onemli. Yaptigin yorumlarin begenilme orani yuksekse senden buyugu yok.

İste kendimizi dusunmek yerine boktan zevklerle bir suru anlamsiz islerle hayatimizi dolduruyoruz. Haklimiyiz? Bilmiyorum. Cikisi nerde bu labirentin? Onu da bilmiyorum. Zaten labirentin hangi uzun koridorundayim onunla ilgili bile en ufak fikrim yok. Ozgurlugunu ilan et diyen icses; iste sorunda burada ya bunlarin hepsini isteyerek yapiyorum. Cunku hirslarim var. Cunku "ego" denilen birseyle yonetiliyorum. Kariyer yapmak, kullandigim bedava benzinli arabanin daha ust modelini sirketten almaliyim. Yurtdisinda tatiller yapmali, muhtesem yerlerde yemek yemeliyim. Network magazasinda ayapacagim alisverislerle Wings'den mil biriktirmeliyim.İyi yerlerde oturmalı, haftanın iki günü spor merkezinde spora gitmeliyim. 

Eskiden Eskisehir'den Ankara'ya trenle gelir giderdim. Oyle hizli trenlerde yoktu. En hizlisi 2,5 saatte giderdi. Ona da param olmadigi icin binemezdim. Dolayisiyla o yolu gitmek 5 saati bulurdu. İste o zamanlar ben kendimi dinlerdim. Kimdim neydim bilirdim. Simdi ise ucakla istanbul'a iniyorum.1,5 saatte. Toplanti yapip donuyorum 5 saatte.kapali telefonlari cevaplamak, gelen mailleri gondermek gerekiyor. İste hayatimin ozeti bu oldu. Eskiden tren yolculugu idi tum hayatim icilen tekel birasiyla, simdi ucak yolculugu oldu icilen sarabiyla...

Fight Club'a gelince; O zaman seyrettigimde bakis acimi degistirdi. Simdi ise mutsuzlugumu gormemi sagladi. Birsey degisti mi? Cevap; 12 Aralik 2012 pazartesi aksami saat 19:00'da İstanbul'a ucak rezervasyonum var check-in yapmaliyim!

28 Nisan 2011 Perşembe

Tükenmişlik Sendromu!


Sabah uyanirken Gaye'nin sozu ile basladim güne. Sende "Tukenmislik Sendromu"var dedi birden! Test yapacam sana orada da goreceksin dedi.. Heyecanla bekliyorum testi! Ak mi kara mi belli olacak hersey! Tukenmis miyim? Tukenecek miyim? Belli degil.. Hersey teste bagli. Test ne derse o!


Dun aksam kardesimle konusuyorduk telefonda. Selam-sabah faslindan sonra herzamanki gibi (bu kelime obegine dikkat et, ey okuyucu! Cunku obek obek gozune gelecek birazdan!!) geyik faslina gectik.(Fasli falan derken fasila ihtiyacim olduguna karar verdim. Ona sonra geceriz dur sen sevgili sizofrenim!) "Ne yapiyorsun?"u gayet duzgun bir orta anadolu sivesi ile icine yegane kelamlarimizi, bizi bize anlatan kufurleri de ekleyerek sordu bana! "Isten ciktim" dedim, HER ZAMANKI GIBI! o yavsakca(buradaki yavsak kelimesi tamamiyle sevimlilik icerecek sekilde soylenmistir. Bknz Orta Anadolu sivesi!) ifadesiyle "nereye gidiyorsun?" dedi. "Gaye'yi almaya gidiyorum" dedim, HERZAMANKI GIBI! Sevgili Utkan'imi cok yormak istemedim. Cunku takinacagi Orta Anadolu tavri ders anlatirken kendisine sorun cikarabilirdi. O yuzden ben devam ettim. "9'da Gaye'yi alacagim HERZAMANKI GIBI!, eve 10 gibi gideriz HER ZAMANKI GIBI! Gec saatte yemek yeriz 10dk'lik dilimde HERZAMANKI GiBI! Odevlere bakariz HERZAMANKI GIBI! Bunun dilimi de yarim saat olur HERZAMANKI GiBI! Sonra artik bunyenin ve beyindeki sinir sisteminin "System unfailed" vermesiyle yataga yatariz HERZAMANKI GIBI! Sabah 7'de calan saati 7:30'a kadar sustururum HERZAMANKI GiBI! Ve surunerek dayak yemis gibi kalkariz HERZAMANKI GIBI!" Anlattim anlattim..

Orta Anadolu sivesine kacmasin kendine dikkat etsin diye dusundugum kardesimin beyin kablolarini yakmistim. Sustu ve hicbirsey demeden telefonu kapatmisti. Neyse dedim devam ettim hicbisey olmamis gibi.

HERZAMANKI GIBI soyledigim hersey 'El CLassico" disinda gerceklesti. Sabah kalktim Gaye ile aramizdaki konusma gecti ve HERZAMANKI GIBI ayni saatte ayni yolda ayni insanlarla ofise gelerek; ayni dertler ve ayni telefonlar ve ayni problemleri cozme savasi ile devam etti. 18:00'de biten mesai sonrasi 21:00'e kadar suren ders dinleme seansi sonrasi yine "system unfailed" mesaji ile son bulan gun.

Yine de testi merak ediyorum. Tukenmislik sendromu var mi yok mu?